Bumerang - Yazarkafe

Muhallebili Kemalpaşa Tatlısı



Yeniden merhaba, ramazan ayı için tarifler vermeye devam ediyorum. Yapımı çok kolay olan hazır kemalpaşa tatlısını biraz muhallebiyle çok daha lezzetli hale getirmeye ne dersiniz ?





Hem çok kolay hem de lezzetli olan Muhallebili Kemalpaşa Tatlısını nasıl yaptığıma gelirsek


Malzemeler 

1 paket kemalpaşa tatlısı
1 litre süt 
2 dolu yemek kaşığı un
3 dolu yemek kaşığı mısır nişastası 
1 paket vanilya 
1 su bardağı toz şeker
2 tatlı kaşığı hindistancevizi




Yapımı: 
Kemalpaşa tatlısını paketin arkasındaki ölçülere göre pişirin ve soğumaya bırakın.
Unu, nişastayı, şekeri tencereye koyup üzerine sütü ekleyin ve çırpma teliyle çırpın. Kaynamaya başlayıp kıvamı koyulaşınca vanilyayı ve hindistancevizini ekleyin. Muhallebi kıvamına gelince ocağın altını kapatın. İsterseniz borcama isterseniz plastik fırın kaplarına kemalpaşa tatlılarını ters olarak dizin. Üzerine de muhallebiyi döküp dolapta 2 saat kadar dinlendirdikten sonra muhallebili kemalpaşa tatlısı servise hazır.




Bu fotoğrafta da avına sinsice yaklaşan yaramaz bir Adem görüyorsunuz :) Abla sen yapion diye yanıma gelip çilekleri çaktırmadan yedi :) 


Yeniden merhaba, ramazan ayı için tarifler vermeye devam ediyorum. Yapımı çok kolay olan hazır kemalpaşa tatlısını biraz muhallebiyle çok daha lezzetli hale getirmeye ne dersiniz ?





Hem çok kolay hem de lezzetli olan Muhallebili Kemalpaşa Tatlısını nasıl yaptığıma gelirsek


Malzemeler 

1 paket kemalpaşa tatlısı
1 litre süt 
2 dolu yemek kaşığı un
3 dolu yemek kaşığı mısır nişastası 
1 paket vanilya 
1 su bardağı toz şeker
2 tatlı kaşığı hindistancevizi




Yapımı: 
Kemalpaşa tatlısını paketin arkasındaki ölçülere göre pişirin ve soğumaya bırakın.
Unu, nişastayı, şekeri tencereye koyup üzerine sütü ekleyin ve çırpma teliyle çırpın. Kaynamaya başlayıp kıvamı koyulaşınca vanilyayı ve hindistancevizini ekleyin. Muhallebi kıvamına gelince ocağın altını kapatın. İsterseniz borcama isterseniz plastik fırın kaplarına kemalpaşa tatlılarını ters olarak dizin. Üzerine de muhallebiyi döküp dolapta 2 saat kadar dinlendirdikten sonra muhallebili kemalpaşa tatlısı servise hazır.




Bu fotoğrafta da avına sinsice yaklaşan yaramaz bir Adem görüyorsunuz :) Abla sen yapion diye yanıma gelip çilekleri çaktırmadan yedi :) 

Loreal Paris Infallible Ruj- 111 Parmanent Blush | Ürün Yorumları #5



Herkese yeniden merhaba, bugün sizlere kullandığım en en kalıcı ruj olan Loreal Paris Infallible serisinin 111 Parmanent Blush isimli ruju tanıtacağım. 



Rengini anlatmam gerekirse hoş bir gül kurusu ve pembelik barındıran nude denebilecek tonda bir ruj. Ürün 24 saat kalıcılık vaad ediyor ve bu vaadini sonuna kadar yerine getiriyor. Siz çıkarmadığınız sürece orada kalıyor. 

Ürünü çıkartmak için yağlı bir temizleyiciye ihtiyaç var ben Sephora'nın göz makyaj temizleyicisiyle çıkarıyorum, evet göz makyaj temizleyicisiyle çünkü elimdeki temizleyiciler arasında en iyi o temizliyor. 

Ürün 2 adımda uygulanıyor birincisi solda gördüğünüz ruj kısmı. 


İkinci kısım da ruju sürüp sabitlenmesini bekledikten sonra nemlendirmesi için sürülen bu beyaz nemlendirici. Ruj kısmının kokusu olmasa da nemlendiricisi çok hoş kokuyor. 

Gün içinde yağlı bir yemek yemediğiniz sürece akşama kadar tazelemenize gerek kalmayacaktır. Eğer elinizde yağlı bir temizleyici oksa zeytinyağı ile de kolayca temizleyebilirsiniz. 



Rujun dudaktaki görüşünü ve nemlendiricili ve mat halini de görebilmeniz için fotoğrafladım. Dudak rengimden aslında çok da farkı yok. Daha renksiz dudaklarda gül kurusu renginde, daha pembe dudaklarda pembemsi duracaktır. 


Bu fotoğrafta içerisindeki ışıltılar çok net çıkmış fakat dudakta ışıltıları görünmüyor desem yalan olmaz. Böyle ışıltılı görünmesinin  nedeni pencereden içeri süzülen gün ışığı. 
Sevmediğim tek yönü nemlendirici kısmını uygulamazsam dudaklarım  birbirine yapışıyormuş gibi oluyor. Aslında bunun nedeni de oldukça kalıcı olmasından dolayı. Bu ürüne dair gözlemlerim bu kadardı. Başka ürünlerde görüşmek üzere :)


Herkese yeniden merhaba, bugün sizlere kullandığım en en kalıcı ruj olan Loreal Paris Infallible serisinin 111 Parmanent Blush isimli ruju tanıtacağım. 



Rengini anlatmam gerekirse hoş bir gül kurusu ve pembelik barındıran nude denebilecek tonda bir ruj. Ürün 24 saat kalıcılık vaad ediyor ve bu vaadini sonuna kadar yerine getiriyor. Siz çıkarmadığınız sürece orada kalıyor. 

Ürünü çıkartmak için yağlı bir temizleyiciye ihtiyaç var ben Sephora'nın göz makyaj temizleyicisiyle çıkarıyorum, evet göz makyaj temizleyicisiyle çünkü elimdeki temizleyiciler arasında en iyi o temizliyor. 

Ürün 2 adımda uygulanıyor birincisi solda gördüğünüz ruj kısmı. 


İkinci kısım da ruju sürüp sabitlenmesini bekledikten sonra nemlendirmesi için sürülen bu beyaz nemlendirici. Ruj kısmının kokusu olmasa da nemlendiricisi çok hoş kokuyor. 

Gün içinde yağlı bir yemek yemediğiniz sürece akşama kadar tazelemenize gerek kalmayacaktır. Eğer elinizde yağlı bir temizleyici oksa zeytinyağı ile de kolayca temizleyebilirsiniz. 



Rujun dudaktaki görüşünü ve nemlendiricili ve mat halini de görebilmeniz için fotoğrafladım. Dudak rengimden aslında çok da farkı yok. Daha renksiz dudaklarda gül kurusu renginde, daha pembe dudaklarda pembemsi duracaktır. 


Bu fotoğrafta içerisindeki ışıltılar çok net çıkmış fakat dudakta ışıltıları görünmüyor desem yalan olmaz. Böyle ışıltılı görünmesinin  nedeni pencereden içeri süzülen gün ışığı. 
Sevmediğim tek yönü nemlendirici kısmını uygulamazsam dudaklarım  birbirine yapışıyormuş gibi oluyor. Aslında bunun nedeni de oldukça kalıcı olmasından dolayı. Bu ürüne dair gözlemlerim bu kadardı. Başka ürünlerde görüşmek üzere :)

Sebzeli Tepsi Kebabı





İftar için hem hafif hem de çok besleyici bir tarifim var:  Sebzeli Tepsi Kebabı




Malzemeler 

1,5 kilo patlıcan 
4 patates
2 kabak
2 çarliston biber
2 domates

Köftesi için;
400 gram kıyma 
Yarım paket köfte harcı
1 yumurta 
2 yemek kaşığı kadar bayatlamış ekmek ufağı
1 biber bir kaç dal maydanoz ve dereotu
3 diş sarımsak 
1 tane soğan

Üzerine sos için
1 çay kaşığı salça 
1 çay kaşığı köri 
Yarım çay kaşığı karabiber
Damak tadınıza göre tuz
1 su bardağı sıcak su 

Yapımı

Öncelikle köfteleri hazırlayıp dolapta dinlendirmemiz gerek. Mutfak robotuna biberi, sarımsağı, dereotu ve maydanozu son olarak da soğanı 2 parçaya bölüp mutfak robotunu çalıştıralım. Tüm malzemeler ince ince doğrandıktan sonra kıymanın üzerine dökelim ve yumurta, köfte harcı ve bayat ekmeği ekleyelim. 
5 dakika yoğurduktan sonra ağzını kapalım ve dolaba alalım. 
Patlıcanların kabuğunu şerit halinde kesip 2 cm kalınlığında yuvarlak olarak doğrayalım. Bir kabın içine koyup üzerine tuz atıp su ekleyelim ki acısı çıksın. 
Daha sonra sırasıyla kabakları, patlıcanları biberleri ve domatesleri daire şeklinde doğrayalım. 
Sudan çıkardığımız patlıcanları yağda 2 dakika kadar kızartalım. Sırasıyla kabak ve patatesleri de kızartacağız fakat pişmesine gerek yok. 2 dakika kızartmak onları lezzetlendirmek için yeterli. Kızarttığımız sebzeleri yağlı kağıt üzerine alalım. Yuvarlak bir tepsiye malzemeleri sırayla dizelim. Köfteleri de aynı sebzeler gibi yuvarlak şekil vererek dizelim. Fotoğraftaki gibi tüm tepsi dolunca üzerine salça, köri, karabiber ve sıcak su döktüğümüz karışımı döküp önceden ısıtılmış 200 derece fırında yaklaşık 40-50 dakika kadar pişirelim.





İftar için hem hafif hem de çok besleyici bir tarifim var:  Sebzeli Tepsi Kebabı




Malzemeler 

1,5 kilo patlıcan 
4 patates
2 kabak
2 çarliston biber
2 domates

Köftesi için;
400 gram kıyma 
Yarım paket köfte harcı
1 yumurta 
2 yemek kaşığı kadar bayatlamış ekmek ufağı
1 biber bir kaç dal maydanoz ve dereotu
3 diş sarımsak 
1 tane soğan

Üzerine sos için
1 çay kaşığı salça 
1 çay kaşığı köri 
Yarım çay kaşığı karabiber
Damak tadınıza göre tuz
1 su bardağı sıcak su 

Yapımı

Öncelikle köfteleri hazırlayıp dolapta dinlendirmemiz gerek. Mutfak robotuna biberi, sarımsağı, dereotu ve maydanozu son olarak da soğanı 2 parçaya bölüp mutfak robotunu çalıştıralım. Tüm malzemeler ince ince doğrandıktan sonra kıymanın üzerine dökelim ve yumurta, köfte harcı ve bayat ekmeği ekleyelim. 
5 dakika yoğurduktan sonra ağzını kapalım ve dolaba alalım. 
Patlıcanların kabuğunu şerit halinde kesip 2 cm kalınlığında yuvarlak olarak doğrayalım. Bir kabın içine koyup üzerine tuz atıp su ekleyelim ki acısı çıksın. 
Daha sonra sırasıyla kabakları, patlıcanları biberleri ve domatesleri daire şeklinde doğrayalım. 
Sudan çıkardığımız patlıcanları yağda 2 dakika kadar kızartalım. Sırasıyla kabak ve patatesleri de kızartacağız fakat pişmesine gerek yok. 2 dakika kızartmak onları lezzetlendirmek için yeterli. Kızarttığımız sebzeleri yağlı kağıt üzerine alalım. Yuvarlak bir tepsiye malzemeleri sırayla dizelim. Köfteleri de aynı sebzeler gibi yuvarlak şekil vererek dizelim. Fotoğraftaki gibi tüm tepsi dolunca üzerine salça, köri, karabiber ve sıcak su döktüğümüz karışımı döküp önceden ısıtılmış 200 derece fırında yaklaşık 40-50 dakika kadar pişirelim.

Domates Soslu Kozalak Mantı



Ramazan Ayı'nın 4. gününe kavuştuğumuz şu günde herkese merhaba, Şu sıralar sosyal medyada bolca gördüğüm kozalak mantı  ben de denemesem eksik kalırdım. Yapım kolaylığı sunum şıklığı ile bence 10 üzerinden 8. 
Gördüğüm tüm tarifler kıymalı yapılmıştı ben de farkımı katmalıyım dedim ve kıyma yerine domates sos kullandım. 

Aslında azıcık da yaktım börekleri pişirirken sunum da pek özenli olmadı. Size iftar için fikir olması için yine de paylaşmak istedim. 

Malzemeler
  • 2 adet yufka
  • 1 pipet
Sosu için;
  • 1 domates
  • birer tutam karabiber, pul biber ve tuz
  • 1 çay kaşığı domates salçası
  • 3 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 diş sarımsak 


Yapımı
-Yufkaları önce 4 parçaya daha sonra da her bir dört parçayı 3e ya da 4e bölelim. 
-Bir pipet yardımıyla yufkaları fotoğraftaki gibi sarıyoruz ve açılmaması için ucunu ıslatalım. 
Yufkaları sarmayı bitirdikten sonra 1 Domatesi rendeleyelim ve tavaya biraz sıvıyağ döküp domatesi ve tuzu ekleyip pişirelim. Biraz kaynamaya başladıysa salçayı ve karabiberle pul biberi de ekleyelim. İsterseniz domates sosuna da sarımsak ekleyebilirsiniz lezzetini çok fazla arttıracaktır fakat 18 saatlik uzun bir açlıktan sonra düşen tansiyonu ekstra sarımsaklarla yerlerde süründürmeyelim. 
- Domates sosu 4 dakika kadar kısık ateşte pişirildikten sonra altını kapatalım. 
-Bir tavaya biraz sıvıyağ ekleyelim ve yağ ısınınca yufkaların bir kısmını ekleyelim. Her yeri kızarınca peçete koyduğumuz bir tepsiye alalım yağını çekerken bir kaseye yoğurt koyalım sarımsakları bıçakla ezip üzerine bir tutam tuz atalım ve ince ince doğrayalım. Tuz daha da sulanmasını ve yoğurda daha iyi tat vermesini sağlayacak. 
- Son olarak sunum tabağına kızartılmış yufkaları dizelim. Üzerine yoğurdu ve son olarak domates sosunu ekleyelim. 
                                              Afiyet olsun :) 

Kıyma sevmeyenlerin ya da kıyma yerine farklı bir lezzet arayanlar için Domates Soslu Kozalak Mantı hazır ellerinize sağlık.



Ramazan Ayı'nın 4. gününe kavuştuğumuz şu günde herkese merhaba, Şu sıralar sosyal medyada bolca gördüğüm kozalak mantı  ben de denemesem eksik kalırdım. Yapım kolaylığı sunum şıklığı ile bence 10 üzerinden 8. 
Gördüğüm tüm tarifler kıymalı yapılmıştı ben de farkımı katmalıyım dedim ve kıyma yerine domates sos kullandım. 

Aslında azıcık da yaktım börekleri pişirirken sunum da pek özenli olmadı. Size iftar için fikir olması için yine de paylaşmak istedim. 

Malzemeler
  • 2 adet yufka
  • 1 pipet
Sosu için;
  • 1 domates
  • birer tutam karabiber, pul biber ve tuz
  • 1 çay kaşığı domates salçası
  • 3 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 diş sarımsak 


Yapımı
-Yufkaları önce 4 parçaya daha sonra da her bir dört parçayı 3e ya da 4e bölelim. 
-Bir pipet yardımıyla yufkaları fotoğraftaki gibi sarıyoruz ve açılmaması için ucunu ıslatalım. 
Yufkaları sarmayı bitirdikten sonra 1 Domatesi rendeleyelim ve tavaya biraz sıvıyağ döküp domatesi ve tuzu ekleyip pişirelim. Biraz kaynamaya başladıysa salçayı ve karabiberle pul biberi de ekleyelim. İsterseniz domates sosuna da sarımsak ekleyebilirsiniz lezzetini çok fazla arttıracaktır fakat 18 saatlik uzun bir açlıktan sonra düşen tansiyonu ekstra sarımsaklarla yerlerde süründürmeyelim. 
- Domates sosu 4 dakika kadar kısık ateşte pişirildikten sonra altını kapatalım. 
-Bir tavaya biraz sıvıyağ ekleyelim ve yağ ısınınca yufkaların bir kısmını ekleyelim. Her yeri kızarınca peçete koyduğumuz bir tepsiye alalım yağını çekerken bir kaseye yoğurt koyalım sarımsakları bıçakla ezip üzerine bir tutam tuz atalım ve ince ince doğrayalım. Tuz daha da sulanmasını ve yoğurda daha iyi tat vermesini sağlayacak. 
- Son olarak sunum tabağına kızartılmış yufkaları dizelim. Üzerine yoğurdu ve son olarak domates sosunu ekleyelim. 
                                              Afiyet olsun :) 

Kıyma sevmeyenlerin ya da kıyma yerine farklı bir lezzet arayanlar için Domates Soslu Kozalak Mantı hazır ellerinize sağlık.

Boşnak Böreği


Boşnak'ların mutfak kültürüne yemeklerine hayran biriyim. Yaptıkları her yemek birbirinden güzel. Bu yemeklerden en meşhuru boşnak böreği bugün blogumda misafir. Bir de benden bu tarifi alın istedim.


Malzemeler
1 kg un
1 silme tatlı kaşığı tuz
ılık su ( un markasına göre su miktarı değişiyor)

İç Harcı İçin

Ben patatesli yaptım fakat peynirli, kıymalı ya da ıspanaklı yapılabilir
3 orta boy patates 
yarım çay bardağı sıvı yağ
birer tutam tuz, karabiber ve pul biber

Yağlamak İçin
150 gr tereyağı
1 çay bardağı sıvıyağ

Nasıl yaptığıma gelirsek:
- Öncelikle 1 kg unu bir  yoğurma kabına alalım. Ortasını açıp tuzu ekleyelim ve ılık sudan ekleyerek yoğurmaya başlayalım. Suyun ılık olması çok önemli çünkü hamurun kolay açılmasını sağlıyor. Yumuşak bir hamur elde ediyoruz. Hamuru bi 5 dakika dinlendirelim ve o sırada yağımızı eritip iç harcımızı hazırlayalım. 


- Hamuru bir kaç parça halinde beze yapalım ve üzerlerine 1 yemek kaşığı kadar yağ kolaylım. İlk bezeyi alalım. Üzerine bolca yağ sürüp elimizle genişletmeye başlıyoruz. Yırtılırsa sorun olmaz çünkü zaten saracağız. Yeterince genişlettikten sonra iç harcımızı koyalım ve resimdeki gibi sarmaya başlayalım. Ben tepsiye yağlı kağıt serdim fakat sermeseniz de olur yeterince yağlı olacağı için tepsiden kolaylıkla ayrılıyor. 
Diğer hamur bezelerini de aynı şekilde yaptıktan sonra fırınımızı ısıtalım ve 190 ya da 200 derecede üzeri kızarana kadar pişirelim. İsterseniz servis ederken üzerine sarımsaklı yoğurt da dökebilirsiniz. Afiyet olsun 




Boşnak'ların mutfak kültürüne yemeklerine hayran biriyim. Yaptıkları her yemek birbirinden güzel. Bu yemeklerden en meşhuru boşnak böreği bugün blogumda misafir. Bir de benden bu tarifi alın istedim.


Malzemeler
1 kg un
1 silme tatlı kaşığı tuz
ılık su ( un markasına göre su miktarı değişiyor)

İç Harcı İçin

Ben patatesli yaptım fakat peynirli, kıymalı ya da ıspanaklı yapılabilir
3 orta boy patates 
yarım çay bardağı sıvı yağ
birer tutam tuz, karabiber ve pul biber

Yağlamak İçin
150 gr tereyağı
1 çay bardağı sıvıyağ

Nasıl yaptığıma gelirsek:
- Öncelikle 1 kg unu bir  yoğurma kabına alalım. Ortasını açıp tuzu ekleyelim ve ılık sudan ekleyerek yoğurmaya başlayalım. Suyun ılık olması çok önemli çünkü hamurun kolay açılmasını sağlıyor. Yumuşak bir hamur elde ediyoruz. Hamuru bi 5 dakika dinlendirelim ve o sırada yağımızı eritip iç harcımızı hazırlayalım. 


- Hamuru bir kaç parça halinde beze yapalım ve üzerlerine 1 yemek kaşığı kadar yağ kolaylım. İlk bezeyi alalım. Üzerine bolca yağ sürüp elimizle genişletmeye başlıyoruz. Yırtılırsa sorun olmaz çünkü zaten saracağız. Yeterince genişlettikten sonra iç harcımızı koyalım ve resimdeki gibi sarmaya başlayalım. Ben tepsiye yağlı kağıt serdim fakat sermeseniz de olur yeterince yağlı olacağı için tepsiden kolaylıkla ayrılıyor. 
Diğer hamur bezelerini de aynı şekilde yaptıktan sonra fırınımızı ısıtalım ve 190 ya da 200 derecede üzeri kızarana kadar pişirelim. İsterseniz servis ederken üzerine sarımsaklı yoğurt da dökebilirsiniz. Afiyet olsun 



Eylül Blanca'dan Tatlı Tuzlu Börek


Herkese merhaba, bugün blogumun ilk konuk yazarını alıyorum. Blogumun ilk misafiri Eylül'ün blogunu ziyaret etmek isterseniz http://eylulblanca.blogspot.com.tr/ buradan bloguna bakabilirsiniz. Bence tam bir ruj uzmanı. Ayrıca yakın zamanda o da yemek tarifleri paylaşacak. Herkesin tarifini istediği böreklerinin tarifini ilk kez benimle paylaştığı için de kendisine teşekkür ederim :) 


Malzemeler
Hazır baklavalık yufka
Burgu peynir
200 Gr kadar helva 

Üzeri için;
Eritilmiş tereyağı 
Pudra şekeri

Yapılışı 

- Hazır baklavalık yufkaları katlanma yerlerinden 2 parçaya keselim. Sadece kullanacağımız kadar baklavalık yufka çıkaralım çünkü yufkalar çok hızlı kuruyor. 
-Daha sonra fırını 170 dereceye getirelim ve börekler hazır olana kadar fırın ısınsın.
- Kestiğimiz yufkanın içine 1 tane burgu peynir ve bir parça helva koyup saralım. 


- Yağlı kağıt üzerine hazırladığımız börekleri koyalım ve tüm börekler bitince üzerine eritilmiş tereyağından sürelim. Baklavalık yufka paketlerinde ortalama 40 dilim kadar yufka olduğu için her yufkadan 2 adet börek çıkacak bu durumda 80 tane börek olacak. Tabi bu kadar böreği kim yiyecek ? :) Dilediğiniz sayıda börek yapıp kalan yufkayı paketine koyup dolapta saklayabilirsiniz. 
Fırına sürdüğümüz börekler 15 dakika içinde pişmiş oluyor ve çıkardıktan hemen sonra üzerine pudra şekeri döküyoruz. 



Eylül'ün tarifi bu şekildeydi. Hızlı pratik ama bir o kadar da lezzetli. Farklı ama çok çok lezzetli tarifi için teşekkür ederim. 
Siz de istediğiniz her konuda konuk yazarım olmak isterseniz mutfaktaemine@gmail.com  adresine mail göndermeniz yeterli.
Sizleri misafir etmeyi çok isterim. 



Herkese merhaba, bugün blogumun ilk konuk yazarını alıyorum. Blogumun ilk misafiri Eylül'ün blogunu ziyaret etmek isterseniz http://eylulblanca.blogspot.com.tr/ buradan bloguna bakabilirsiniz. Bence tam bir ruj uzmanı. Ayrıca yakın zamanda o da yemek tarifleri paylaşacak. Herkesin tarifini istediği böreklerinin tarifini ilk kez benimle paylaştığı için de kendisine teşekkür ederim :) 


Malzemeler
Hazır baklavalık yufka
Burgu peynir
200 Gr kadar helva 

Üzeri için;
Eritilmiş tereyağı 
Pudra şekeri

Yapılışı 

- Hazır baklavalık yufkaları katlanma yerlerinden 2 parçaya keselim. Sadece kullanacağımız kadar baklavalık yufka çıkaralım çünkü yufkalar çok hızlı kuruyor. 
-Daha sonra fırını 170 dereceye getirelim ve börekler hazır olana kadar fırın ısınsın.
- Kestiğimiz yufkanın içine 1 tane burgu peynir ve bir parça helva koyup saralım. 


- Yağlı kağıt üzerine hazırladığımız börekleri koyalım ve tüm börekler bitince üzerine eritilmiş tereyağından sürelim. Baklavalık yufka paketlerinde ortalama 40 dilim kadar yufka olduğu için her yufkadan 2 adet börek çıkacak bu durumda 80 tane börek olacak. Tabi bu kadar böreği kim yiyecek ? :) Dilediğiniz sayıda börek yapıp kalan yufkayı paketine koyup dolapta saklayabilirsiniz. 
Fırına sürdüğümüz börekler 15 dakika içinde pişmiş oluyor ve çıkardıktan hemen sonra üzerine pudra şekeri döküyoruz. 



Eylül'ün tarifi bu şekildeydi. Hızlı pratik ama bir o kadar da lezzetli. Farklı ama çok çok lezzetli tarifi için teşekkür ederim. 
Siz de istediğiniz her konuda konuk yazarım olmak isterseniz mutfaktaemine@gmail.com  adresine mail göndermeniz yeterli.
Sizleri misafir etmeyi çok isterim. 


Dut Reçeli Tarifi






Sizin de bildiğiniz gibi ülkemizde hemen her şeyin reçeli yapılıyor. İlginç olduğu kadar lezzetli olan reçellerden bir kaçı: domates, limon, nar, yeşil erik,patlıcan, kivi ve daha aklıma gelmeyen bir çok şeyle uzar gider bu liste. Bugün çok duyulmasa da lezzetli bir reçel tarifim var size: dut reçeli.

Haziran ayı tam dutun yetiştiği bolca bulunduğu bir ay. Hazır her yerde dut varken reçeli yapalım dedik. 
Yapılışı klasik reçel yapımı gibi. Bire bir ölçüsüyle yapılıyor.

Malzemeler
1 kg dut için 1 kg şeker 
yarım limon

Yapılışı
Dutları yıkadıktan sonra derin bir tencereye alıyoruz, üzerine şekerini döküyoruz ve dilerseniz geceden sabaha kadar dilerseniz de yaklaşık 10 saat kadar şekerle bekledikten sonra ocağa alıyoruz. Kaynamaya başladıktan 10 dk sonra yarım limonun suyunu sıkıp ekliyoruz. Kısık ateşte biraz koyu bir kıvam alana kadar kaynatın daha sonra ocağın altını kapatın ve konserve kutularında uzun süre saklayabilirsiniz Afiyet olsun. 








Sizin de bildiğiniz gibi ülkemizde hemen her şeyin reçeli yapılıyor. İlginç olduğu kadar lezzetli olan reçellerden bir kaçı: domates, limon, nar, yeşil erik,patlıcan, kivi ve daha aklıma gelmeyen bir çok şeyle uzar gider bu liste. Bugün çok duyulmasa da lezzetli bir reçel tarifim var size: dut reçeli.

Haziran ayı tam dutun yetiştiği bolca bulunduğu bir ay. Hazır her yerde dut varken reçeli yapalım dedik. 
Yapılışı klasik reçel yapımı gibi. Bire bir ölçüsüyle yapılıyor.

Malzemeler
1 kg dut için 1 kg şeker 
yarım limon

Yapılışı
Dutları yıkadıktan sonra derin bir tencereye alıyoruz, üzerine şekerini döküyoruz ve dilerseniz geceden sabaha kadar dilerseniz de yaklaşık 10 saat kadar şekerle bekledikten sonra ocağa alıyoruz. Kaynamaya başladıktan 10 dk sonra yarım limonun suyunu sıkıp ekliyoruz. Kısık ateşte biraz koyu bir kıvam alana kadar kaynatın daha sonra ocağın altını kapatın ve konserve kutularında uzun süre saklayabilirsiniz Afiyet olsun. 



Gül Suyu Nasıl Yapılır ?



Belki de gül suyunun faydalarıyla ilgili sayfalarca yazı yazabilirim. Hepimiz gül suyunun faydaları hakkında bilgiye sahibizdir.  Gül suyunun faydalarından maksimum derecede yararlanmak için en doğal ve en doğru yol evde yapacağımız gül suyudur. 


Aslında itiraf etmem gerekirse bu fotoğrafta şişenin içindeki şey bildiğimiz su. Güllerle bir poz alabilmek adına şişenin içine su doldurdum :) 
Gül suyu yapmak biraz fizik biraz da kimyadan yardım alınarak yapılıyor. Hazır mevsim Yaz'ı gösteriyorken etraf güllerle dolmuşken en yakın zamanda gül suyunu yapın derim. Bu gül suyunu yaptıktan sonra "daha önce aldığım sular gül suyu muydu ?"dedim. 
Hazırsanız başlayalım. 

let's cook!!


Malzemeler
5-6 adet gül
Yaklaşık 4 su bardağı su
Biri derin, diğeri normal 2 tabak
Tencere ve kapağı 
Buz ya da buz torbası


Yapılışı


Sırasıyla ve püf noktalarıyla anlatmak gerekirse öncelikle derin bir tencerenin içine bir tabağı ters olarak yerleştirin ve üzerine derin bir kase ya da tabak koyun. 
Tencerenin içine sıcak suyu dökün ve ardından güllerin yapraklarını koparıp tencerenin içerisine atın. Güllerin yalnızca yapraklarını kullanacağız. 
Tencerenin kapağını ters bir şekilde kapatın ve tencerenin içindeki kaseye kapak kesinlikle değmemeli. Aralarında 1 cm bile olsa mesafe kalmalı. Bu yönteme damıtma yöntemi deniliyor. Buharlaşan su tencerenin kapağına gelecek ve tencerenin kapağı ters kapatıldığı için akarak kasenin içinde birikecek. 
Yoğunlaşmayı arttırmak içinse tencerenin kapağına buz koymalıyız. Soğukla çarpışan buhar çok hızlı bir şekilde damlalar halinde tencerenin içine dökülecek. 

Yaklaşık yarım saat kadar kaynadıktan sonra ocağın altını kapattım. Üzerindeki buzlarda eridiği için onları bir bez yardımıyla aldım. Kapağın üzerindeki buz sularının gül suyumuza karışmamasına çok dikkat edin. 


Bu minik şişelere doldurdum ve 2 minik şişe oldu. Ayrıca bu şişeleri ben Gratis'ten almıştım. 

Yaptığınız gül sularını isterseniz yemeklerde isterseniz de cilt bakımınızda tonik olarak, temizleyici olarak kullanabilirsiniz. Gül suyu emin olun ki piyasadaki en iyi toniktir. 
Ramazan ayının gelmesine de günler kala aklıma gül kokulu tatlı güllaç geliyor. Güllaçlarda da bu gül suyunu kullanabilirsiniz. 

Dışarıda satılanlar gibi gül kokuyor. Rengi pembe ve sarı arasında oluyor. İlla kırmızı gül kullanmaya gerek yok her renk güllerle gül suyu yapabilirsiniz. Kolay gelsin :)



Belki de gül suyunun faydalarıyla ilgili sayfalarca yazı yazabilirim. Hepimiz gül suyunun faydaları hakkında bilgiye sahibizdir.  Gül suyunun faydalarından maksimum derecede yararlanmak için en doğal ve en doğru yol evde yapacağımız gül suyudur. 


Aslında itiraf etmem gerekirse bu fotoğrafta şişenin içindeki şey bildiğimiz su. Güllerle bir poz alabilmek adına şişenin içine su doldurdum :) 
Gül suyu yapmak biraz fizik biraz da kimyadan yardım alınarak yapılıyor. Hazır mevsim Yaz'ı gösteriyorken etraf güllerle dolmuşken en yakın zamanda gül suyunu yapın derim. Bu gül suyunu yaptıktan sonra "daha önce aldığım sular gül suyu muydu ?"dedim. 
Hazırsanız başlayalım. 

let's cook!!


Malzemeler
5-6 adet gül
Yaklaşık 4 su bardağı su
Biri derin, diğeri normal 2 tabak
Tencere ve kapağı 
Buz ya da buz torbası


Yapılışı


Sırasıyla ve püf noktalarıyla anlatmak gerekirse öncelikle derin bir tencerenin içine bir tabağı ters olarak yerleştirin ve üzerine derin bir kase ya da tabak koyun. 
Tencerenin içine sıcak suyu dökün ve ardından güllerin yapraklarını koparıp tencerenin içerisine atın. Güllerin yalnızca yapraklarını kullanacağız. 
Tencerenin kapağını ters bir şekilde kapatın ve tencerenin içindeki kaseye kapak kesinlikle değmemeli. Aralarında 1 cm bile olsa mesafe kalmalı. Bu yönteme damıtma yöntemi deniliyor. Buharlaşan su tencerenin kapağına gelecek ve tencerenin kapağı ters kapatıldığı için akarak kasenin içinde birikecek. 
Yoğunlaşmayı arttırmak içinse tencerenin kapağına buz koymalıyız. Soğukla çarpışan buhar çok hızlı bir şekilde damlalar halinde tencerenin içine dökülecek. 

Yaklaşık yarım saat kadar kaynadıktan sonra ocağın altını kapattım. Üzerindeki buzlarda eridiği için onları bir bez yardımıyla aldım. Kapağın üzerindeki buz sularının gül suyumuza karışmamasına çok dikkat edin. 


Bu minik şişelere doldurdum ve 2 minik şişe oldu. Ayrıca bu şişeleri ben Gratis'ten almıştım. 

Yaptığınız gül sularını isterseniz yemeklerde isterseniz de cilt bakımınızda tonik olarak, temizleyici olarak kullanabilirsiniz. Gül suyu emin olun ki piyasadaki en iyi toniktir. 
Ramazan ayının gelmesine de günler kala aklıma gül kokulu tatlı güllaç geliyor. Güllaçlarda da bu gül suyunu kullanabilirsiniz. 

Dışarıda satılanlar gibi gül kokuyor. Rengi pembe ve sarı arasında oluyor. İlla kırmızı gül kullanmaya gerek yok her renk güllerle gül suyu yapabilirsiniz. Kolay gelsin :)

Kolay Cake Pops Yapımı




Yeniden merhaba Cake Pops'u duymayan denemeyen kaldı mı ? Bugün gelen misafirlerimiz için yaklaşık yarım saatte kolay cake pops yaptım. Çok beğenilince de bloga eklemeye karar verdim. 

Vereceğim tariften ortalama 40-45 adet cıkıyor. 

Malzemeler 

  • 500 gr. Bayat kek ya da kakaolu hazır kek 
  • 200 gr. süt kreması
  • 80 gr. çikolata
  • 1 yemek kaşığı Nutella

  • Üzeri için 
    • 80 gr. çikolata
    • 1 tatlı kaşığı tereyağ 
    Yapılışı

    - Öncelikle kekleri elimizle tamamen parçalayıp kırıntı görünümünde olsun. 
    - Ocakta kremayı ısıtalım ve kaynama kıvamına yaklaşınca içerisine 80 gr. Çikolatayı parçalayıp ekleyelim, tamamen eriyene kadar karıştıralım. 
    - Kekin üzerine krema ve çikolata karışımını döküp 1 yemek kaşığı kadar da Nutella ekleyelim. 
    - Biraz sıcak olacağı için yaklaşık 5 dakika bekleyip yoğuralım. 
    - Yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye ceviz büyüklüğünde yuvarladığımız kekleri koyup dolaba koyalım ve 10 dakika kadar dolapta dinlendirelim. 
    - Kekler dolapta dinlenirken kalan çikolatayı benmari usulü eritelim ve içine tereyağını ekleyelim. 
    - Dolaptan çıkardığımız kekleri çikolataya batıralım ve tekrar yağlı kağıt üzerine alıp dolapta 5 dakika kadar dinlendirelim. Eğer eritilmiş çikolata arttıysa çikolatayla desen verelim. İsterseniz farklı renk şeker süslemeleriyle de süsleyebilirsiniz. 


    Bir daha ki sefere renk renk ve lolipop çubuklarına batırarak yapacağım. Ayrıca cake pops hamurunun yapılışını da anlatacağım beni takip etmeye devam edin. Sevgilerimle :)





    Yeniden merhaba Cake Pops'u duymayan denemeyen kaldı mı ? Bugün gelen misafirlerimiz için yaklaşık yarım saatte kolay cake pops yaptım. Çok beğenilince de bloga eklemeye karar verdim. 

    Vereceğim tariften ortalama 40-45 adet cıkıyor. 

    Malzemeler 

    • 500 gr. Bayat kek ya da kakaolu hazır kek 
    • 200 gr. süt kreması
    • 80 gr. çikolata
    • 1 yemek kaşığı Nutella

    • Üzeri için 
      • 80 gr. çikolata
      • 1 tatlı kaşığı tereyağ 
      Yapılışı

      - Öncelikle kekleri elimizle tamamen parçalayıp kırıntı görünümünde olsun. 
      - Ocakta kremayı ısıtalım ve kaynama kıvamına yaklaşınca içerisine 80 gr. Çikolatayı parçalayıp ekleyelim, tamamen eriyene kadar karıştıralım. 
      - Kekin üzerine krema ve çikolata karışımını döküp 1 yemek kaşığı kadar da Nutella ekleyelim. 
      - Biraz sıcak olacağı için yaklaşık 5 dakika bekleyip yoğuralım. 
      - Yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye ceviz büyüklüğünde yuvarladığımız kekleri koyup dolaba koyalım ve 10 dakika kadar dolapta dinlendirelim. 
      - Kekler dolapta dinlenirken kalan çikolatayı benmari usulü eritelim ve içine tereyağını ekleyelim. 
      - Dolaptan çıkardığımız kekleri çikolataya batıralım ve tekrar yağlı kağıt üzerine alıp dolapta 5 dakika kadar dinlendirelim. Eğer eritilmiş çikolata arttıysa çikolatayla desen verelim. İsterseniz farklı renk şeker süslemeleriyle de süsleyebilirsiniz. 


      Bir daha ki sefere renk renk ve lolipop çubuklarına batırarak yapacağım. Ayrıca cake pops hamurunun yapılışını da anlatacağım beni takip etmeye devam edin. Sevgilerimle :)


      Niğde Çöreği




      Yeniden merhaba,  Mart ayında Niğde'ye gittiğimizde fırına girip çörek yapmıştık hem güzel hem de lezzetli olan bu deneyimimi size bol fotoğraflı şekilde anlatacağım. Okurken burnunuza fırından yeni çıkmış çörek kokusu gelmesi dileğiyle :)






      Öncelikle tarif ya da ölçü vermeden bu çöreklerin nasıl yapıldığını bahsedeceğim. Her yörenin kendine has ekmekleri vardır, kimi tandırda kimi sac tavada kimi de kuyulara ateş yakılarak duvarlarına yapıştırılarak pişirilir. Her birinin de kendine özel tadı vardır. 
      Niğde'de pişirilen ekmeklere çörek ismi veriliyor ve ekmek pişirilen yere de fırın deniyor. Fırınlar 2 bölümlü evler gibi. Bir bölümünde fırını yakmak için kullanılıyor, diğer bölümünde de hamurlar parça parça alınıyor ve fırınlanıp pişiriliyor. 


      İşte iki odalı fırının ilk bölümü, genelde saman ve çalı çırpı yakılarak fırın güzelce ısıtılıyor.


      Fırın bir defa yakılıyor ve ekmekler sürüldükten sonra ateşin közü çörekleri pişiriyor. Fırın yanmışken sadece çörek değil güveçte yemekler, tepside kek ya da börek de pişiriliyor. 


      Fırının ekmek sürülen bölümünden. Bu ateş fırın taşlarını tamamen ısıtacak ve kor haline gelen ateş sayesinden ekmekler yanmadan güzelce pişecek. 



      Fırın yandıktan sonra ucunda ıslak bir bez sarılı sopayla siliniyor ki is ve toz ekmek hamurlarına yapışmasın. 


      Yaklaşık 180 cmlik kocaman tahta kaşığa benzer bir kaşıkla ekmek hamurları fırın taşının içine gönderiliyor ve ağzı demir bir kapakla kapatılıyor. 




      Pişen çörekler yine aynı büyük kaşığa benzeyen yörede"kürek" adını verilen tahtalarla alınıyor.
      Çörek hamuru un, süt, tuz, maya ve peynir suyundan oluşuyor. Daha yumuşak olması için çiğ patates rendesi de katanları görmüştüm. Kıvamına gelirken çok cıvık bir hamur oluyor. Hamurlar portakaldan biraz daha büyük parçalar halinde tezgahın üzerine temiz bir bez üzerine alınıyor ve elle yayılıp üzerine de süt, yumurta ve çörek otu karışımı sürülüyor. 



      İşte fırından çıkmış sıcağı el yakan mis kokulu çörekler...


      Fırının 2 tezgahı var. Fırının hamur sürülen yerine yakın olan tezgahta hamur bezeleri alınıyor ve diğer uçtaki tezgahlara da pişen ekmekler diziliyor. 





      Bir defada 100 tane de çörek yapılsa derin dondurucularda saklanırsa aylarca taze taze tüketilebilir. 


      Biz o gün peynirli çörekler de yapmıştık. Peynirlisi, kıymalısı, patateslisi. yumurtalısı, otlusu, sucuklusu ve daha bir çok çeşidi yapılıyor. Keşke dedim, keşke ninelerimiz tüm bu malzemeleri ayrı ayrı çöreklerde değil de bir tanesinde kullansaydı da pizzanın ana vatanı Niğde olsaydı. Kısmet diyorum fakat pizza kadar ünlü olmasa da ondan daha lezzetli olduğu gerçek. Bir gün yolunuz Niğde2ye özellikle de Kayırlı Kasabası'na düşerse yanan bir fırının önünde durun. Misafirperver, gönlü bol insanımız size o çöreklerden ikram etmeden sizi bırakmaz. 
      Memleketin her yerinde öyle güzel yemekler var ki  duam ileriki yıllarda bu geleneklerin devam etmesi. Fırınlardan çıkan dumanın, etrafa yayılan mis gibi çörek kokusunun hiç bitmemesi...

      Sevgilerimle




      Yeniden merhaba,  Mart ayında Niğde'ye gittiğimizde fırına girip çörek yapmıştık hem güzel hem de lezzetli olan bu deneyimimi size bol fotoğraflı şekilde anlatacağım. Okurken burnunuza fırından yeni çıkmış çörek kokusu gelmesi dileğiyle :)






      Öncelikle tarif ya da ölçü vermeden bu çöreklerin nasıl yapıldığını bahsedeceğim. Her yörenin kendine has ekmekleri vardır, kimi tandırda kimi sac tavada kimi de kuyulara ateş yakılarak duvarlarına yapıştırılarak pişirilir. Her birinin de kendine özel tadı vardır. 
      Niğde'de pişirilen ekmeklere çörek ismi veriliyor ve ekmek pişirilen yere de fırın deniyor. Fırınlar 2 bölümlü evler gibi. Bir bölümünde fırını yakmak için kullanılıyor, diğer bölümünde de hamurlar parça parça alınıyor ve fırınlanıp pişiriliyor. 


      İşte iki odalı fırının ilk bölümü, genelde saman ve çalı çırpı yakılarak fırın güzelce ısıtılıyor.


      Fırın bir defa yakılıyor ve ekmekler sürüldükten sonra ateşin közü çörekleri pişiriyor. Fırın yanmışken sadece çörek değil güveçte yemekler, tepside kek ya da börek de pişiriliyor. 


      Fırının ekmek sürülen bölümünden. Bu ateş fırın taşlarını tamamen ısıtacak ve kor haline gelen ateş sayesinden ekmekler yanmadan güzelce pişecek. 



      Fırın yandıktan sonra ucunda ıslak bir bez sarılı sopayla siliniyor ki is ve toz ekmek hamurlarına yapışmasın. 


      Yaklaşık 180 cmlik kocaman tahta kaşığa benzer bir kaşıkla ekmek hamurları fırın taşının içine gönderiliyor ve ağzı demir bir kapakla kapatılıyor. 




      Pişen çörekler yine aynı büyük kaşığa benzeyen yörede"kürek" adını verilen tahtalarla alınıyor.
      Çörek hamuru un, süt, tuz, maya ve peynir suyundan oluşuyor. Daha yumuşak olması için çiğ patates rendesi de katanları görmüştüm. Kıvamına gelirken çok cıvık bir hamur oluyor. Hamurlar portakaldan biraz daha büyük parçalar halinde tezgahın üzerine temiz bir bez üzerine alınıyor ve elle yayılıp üzerine de süt, yumurta ve çörek otu karışımı sürülüyor. 



      İşte fırından çıkmış sıcağı el yakan mis kokulu çörekler...


      Fırının 2 tezgahı var. Fırının hamur sürülen yerine yakın olan tezgahta hamur bezeleri alınıyor ve diğer uçtaki tezgahlara da pişen ekmekler diziliyor. 





      Bir defada 100 tane de çörek yapılsa derin dondurucularda saklanırsa aylarca taze taze tüketilebilir. 


      Biz o gün peynirli çörekler de yapmıştık. Peynirlisi, kıymalısı, patateslisi. yumurtalısı, otlusu, sucuklusu ve daha bir çok çeşidi yapılıyor. Keşke dedim, keşke ninelerimiz tüm bu malzemeleri ayrı ayrı çöreklerde değil de bir tanesinde kullansaydı da pizzanın ana vatanı Niğde olsaydı. Kısmet diyorum fakat pizza kadar ünlü olmasa da ondan daha lezzetli olduğu gerçek. Bir gün yolunuz Niğde2ye özellikle de Kayırlı Kasabası'na düşerse yanan bir fırının önünde durun. Misafirperver, gönlü bol insanımız size o çöreklerden ikram etmeden sizi bırakmaz. 
      Memleketin her yerinde öyle güzel yemekler var ki  duam ileriki yıllarda bu geleneklerin devam etmesi. Fırınlardan çıkan dumanın, etrafa yayılan mis gibi çörek kokusunun hiç bitmemesi...

      Sevgilerimle

      Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
       

      EMİNE MUTFAKTA COPYRIGHT©2015. TÜM HAKLARI SAKLIDIR. WEB TASARIM:BELLA DESIGN